Aslında bitireli baya oluyor ama yorumlamaya anca fırsatım oldu. Normalde "en çok satanlar" kategorisi altındaki kitapları o an okumayı sevmem. Belli bir zaman geçtikten sonra okumayı tercih ederim.
Ama bu kitabı hemen aldım. Almamda ki en büyük etken Zülfü Livaneli oldu. Ne yazsa okurum, ne çekse izlerim, ne söylese dinlerim...
Kitap , Ahmet Arslan' ın, yaşadığı Podima' da işlenen bir cinayeti öğrenmesi ile başlar. Okurken , buradan kardeşine nasıl bağlanacak acaba demiştim ama aslında bu durum hikayenin başlamasına neden oluyor. Bu olayı araştırmak için Podima' ya genç bir gazeteci geliyor ve kahramanımız bu kızdan hoşlanmaya başlıyor. Bu sebeple de onun kalmasını sağlamak için kardeşinin hikayesini anlatmaya başlıyor.
Romanla ilgili çok detay vermeyeceğim ama çok şaşıracağınızı söyleyebilirim. Kitabın sonunda cinayetin kimin işlediğini öğreneceksiniz ki bunu bekliyordum zaten . Ama bir de hiç aklıma gelmeyen bir son daha karşıladı beni.
Diğer Livaneli kitaplarından daha farklı bir dil, anlatım kullanılmış. Örneğin, -miş, - mış anlatımlar var. Bazılarını itebilir bu durum ama ben sevdim.
Gazeteci kız karakterini pek sevmedim, hareketleri mantıksız geldi
Ben, bitmesin diye yavaşlamasam 1 günde bitecek bir kitaptı.
Kitabı sevmedim diyemem ama bir Serenad olmadı yani. İçinizde hala Serenad' ı okumayan var mı? Varsa hemen gidip alsın bence.
Yine de farklı sonu, değişik anlatımıyla iyi ki okudum diyorum.
Siz de okudunuz mu? Yorumlarınızı merak ediyorum.
Sevgiyle Kalın!
okudum işte burada yorumum
YanıtlaSilhttp://kelebeketkisi39.blogspot.com/2013/09/kardesimin-hikayesi-zulfu-livaneli.html
sevgiler:))
Hemen bakıyorum=)
SilSerenad muhteşemdi, ben de çok severim Livaneli'yi, alınacak bir kitap daha oldu:)
YanıtlaSilBakalım sen ne düşüneceksin?=)
Sil